Koreli Protestan bir din adamı olan Sun Myung Moon henüz 26 yaşında genç bir papazken «Dünya Hıristiyanlarının Birleşmesi İçin Kutsal Ruh Birliği» adıyla bir tarikat kurdu (1946). Bu yüzden 1948′de Protestan Presbiteryen Kilisesi tarafından aforoz edildi, sonra hükümet tarafından hapse atıldı.
1950′de hapisten kaçarak Güney Kore’ye yerleşti. 1952′de yayımladığı, tarikatının kutsal kitabı niteliğindeki «Tanrısal İlke» (The Divine Principle, 1952) adlı kitabında, daha 16 yaşındayken İsa Peygamber’in kendisine göründüğünü ve Hıristiyanları birleştirmesini istediğini öne sürdü. İnsanlığı şeytandan kurtarmak için Tanrı tarafından seçildiğine inanan Moon, komünistleri şeytanın dünyadaki temsilcisi olarak görüyordu. Kore’de ve Japonya’da silah, boya, makine ve ginseng çayı üreten fabrikalar açarak milyonlarca dolarlık bir imparatorluk kurdu.
1970′ terin başında ABD’de misyonerliğe başladı. Harekete katılan gençlerin yanlış yönlendirildiğine inanan ana babaların düşmanlığını çekti. Moon ile karısı, 1973′te iş merkezlerini New York Eyaleti’ndeki Tarrytown’a taşıyarak kurdukları uluslararası yatırım ağını buradan yönetmeye başladı. 1981′de bu tarikatın temel amacının dinsel değil siyasal olduğu yolundaki mahkeme kararıyla, din kurumu olarak vergi bağışıklığı kaldırıldı. 1982′de vergi kaçakçılığından 18 ay hapis ve 25.000 dolar para cezasına mahkûm edilen Moon, 1984′te hapse atıldı.
MUSEVİLER VE HIRİSTİYANLAR
Batı kültürü İncil metinleriyle beslenmiş, Musevi bilginlerinin yorumları ve çalışmalarıyla zenginleştirilmiş bir Musevi-Hıristiyan kültürüdür. Buna rağmen Yahudiler ile Hıristiyanlar düşman kardeşler olmaktan ve bu düşmanlıklarını bir ölçüde bugün de devam ettirmekten geri kalmamışlardır. Tarihlerinin ta başlangıcında, Yahudi kökenli Hıristiyanlar sinagoglardan kovulmuş ve kötü muameleye maruz kalmışlardır.
Sonra asırlarca Hıristiyan Kiliseleri Yahudi düşmanlığını elden bırakmamıştır. Bunların bugün de Yahudilere fazla bir sempati besledikleri söylenemez. Bu tutum ve davranış çoğu zaman Yeni Ahit metinlerinin yanlış anlaşılmasından ileri gelmiştir. Kitabı Mukaddes’ in iki kısmını birlikte okumayı ilke edinen Reform hareketi Hıristiyanlığın Yahudi kökenlerini ortaya koymuş, Katoliklik ile Musevilik arasındaki ilişkiler de gerginliğini muhafaza etmiştir, ikinci Vatikan Konsili iki din arasında bir diyalog başlatmıştır. Konsil özellikle 1965′te yayımladığı Hıristiyanlık Dışı Dinler Üzerine Bildiri’ sinde Katolik Kilisesi’nin Yahudilere karşı haksızlıklarını kabul etmekle bu süreci hızlandırmıştır.
DÜNYADA HIRİSTİYANLIK
1996′da Hıristiyanların sayısı 1,95 milyar, yani dünya nüfusunun yüzde 33′ü olarak tahmin edilmişti. Hıristiyanlığın çeşitli kolları XIX. yy’a kadar oldukça istikrarlı ağırlık merkezlerinde yoğunlaşmışlardı: Güney ve Doğu Avrupa ekseriyetle Katolik, Kuzey Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri ekseriyetle Protestan, Yunan ve Slav dünyası ise Ortodoks. XVI. yy’dan XX. yy’a kadar Katolik ve Protestan misyonerler Güney Amerika, Afrika ve Asya’da sömürge imparatorluklarının yollarını izlediler. Ortodoksluk ise yüzyılın başından beri güçlü bir diasporaya sahiptir. Görüldüğü gibi üç mezhep de dünyanın her tarafında temsil edilmektedir. Kesin olmamakla beraber, Katolik sayısı 980 milyon, Protestan sayısı 400 milyon, Ortodoks sayısı 220 milyon, Anglikan sayısı 70 milyon ve diğer Hıristiyanlar 280 milyon kadar tahmin edilmektedir.
Read More about Yeni Ahit