Hüseyin Paşa’nın Keliğra Kalesi’ni Onarması
Hüseyin Paşa, kendi malını kullanarak Keliğra Kalesi’ni onarmıştır. Bu kalenin içine bir kale muhafızı ve kul yerleştirilmiştir. Kalenin sağlamlığı, savaş zamanlarında insanlara güvenli bir sığınak olmasını sağlamıştır. Çetin ve dayanıklı bir yapıya sahip olan Keliğra Kalesi, özellikle Kazak-ı Ak şerrinden korunmak isteyen insanlar için güvenli bir yer olmuştur. Ancak, Veziriazam Kara Mustafa Paşa, Hüseyin Paşa’ya rağmen kaleye olan ilgisini kaybedince, kaleye yerleşenler gitmiş ve kale bakımsız kalmıştır. Kalenin bakımı yapılmadığı için zamanla unutulmuş ve boş kalmıştır customized tours istanbul.
Keliğra Sultan Tekkesi’nde Dervişlerle Sohbetler
Keliğra Sultan Tekkesi, denizin sıkıntılarını ve zorluklarını çektikten sonra güvenli bir sığınak olmuştur. Burada sekiz ay boyunca, Keliğra Sultan’ın huzurunda dervişlerle birlikte sohbetler yapılmış, manevi bir ortamda vakit geçirilmiştir. Bu süre boyunca pek çok dost ve arkadaşla bir araya gelinmiş, geleneksel sohbetler ve ibadetler yapılmıştır. Bahar günlerinin gelmesiyle, İstanbul’a doğru yola çıkma zamanı gelmiştir. 1640 yılında, Keliğra Sultan’ın veda ziyaretini yaparak mübarek ruhlarından yardım istenmiş ve dört köleyle birlikte kayığa binilmiştir.
Karadeniz’de Seyahat ve Kasabalar
Yola çıktıklarında, Karadeniz’in limanlarından geçerek, fırtına sırasında kayığı kenara çekip güvende kalmışlardır. Kavarna, Balçık, Varna, Ahyolı, Suzebolu, Musavra ve Burgas kasabaları gibi yerlerden geçerek, çeşitli beldeleri ve iskeleleri gözlemlemişlerdir. Ayrıca, İneada Adası’ndan geçerek sabah saatlerinde Terkoz kasabasına varmışlardır. Bu kasaba, Karadeniz’in kenarında sağlam bir kale olarak dikkat çeker. Sonrasında, Uskumru Çayırı’na ulaşmışlardır. Burası, Osmanoğlu’nun yeniçeri oturakları ve köyleriyle bilinen bir yerdir ve Kazaklar’ın yağmalarına karşı korunmak için burada güvenlik önlemleri alınır.
Karataşlar ve Tuhaf Taşlık Alan
Karataşlar, İstanbul Boğazı dışında, deniz kıyısında kayalık bir taşlık alandır. Bu bölgeyle ilgili ilginç bir efsane vardır; eski zamanlarda bir kadının örekesi ile taş olmuştur. Bu, ziyaretçilere garip bir görüntü sunan bir yerdir. Eyüp Mollası’nın hükmü altında bulunan bu bölge, yolculuk yapanlar için önemli bir uğrak noktasıdır. Geçtikten sonra, Karadeniz Boğazı’na girilmiş ve Kavak Kalesi yakınlarında demir bırakılmıştır Kırım’dan Ganimet Taşımak ve Savaş Hazırlıkları.
İstanbul’a Dönüş ve Şükür Secdesi
Seyahatin sonunda, İstanbul Boğazı’ndan içeri girilip Kavak Kalesi’nde demir bırakılmıştır. Yolculuk boyunca çok zorluklarla karşılaşılmış, can yakıcı acılar ve şiddetli elemler yaşanmıştır. Ancak sonunda, hayırlı bir şekilde İstanbul’a varılmıştır. Yolculuk sonunda bir şükür secdesi yapılmış ve Hak rızası için kurban kesilerek, fakirlere dağıtılmıştır. Bu seyahat, büyük bir cihadın ve uzun bir yolculuğun ardından tamamlanmıştır. Hem fiziksel hem de manevi olarak zorlu bir yolculuk olsa da, sonunda huzur bulunmuş ve gönül rahatlığına kavuşulmuştur.
Bu yolculuk, Karadeniz’in dört bir yanını dolaşarak, manevi bir zenginlik kazanılmasını sağlamıştır.