İmparator Justinianos, 527 yılında Doğu Roma (Bizans) tahtına geçtikten sonra, Konstantinopolis’te çeşitli sosyal ve siyasi karışıklıklar yaşanmıştır. Bu dönemde halk arasında siyasi ayrımcılıklar belirginleşmiş, bu da büyük bir halk hareketine zemin hazırlamıştır. 532 yılında çıkan Nika Ayaklanması, halkın yöneticilere karşı duyduğu öfkenin açık bir göstergesi olmuştur.
İsyan sırasında sarayı terk etmeyi düşünen Justinianos, eşi Theodora’nın cesurca uyarısı ile kararından vazgeçmiş ve tahtta kalmaya devam etmiştir. Bu kararlılığı sayesinde isyan bastırılmış ve imparatorluk güçlü bir şekilde yoluna devam etmiştir Fetihten Önce Konstantinopolis.
İmar Faaliyetleri ve Ayasofya’nın Yeniden İnşası
Justinianos’un en önemli icraatlarından biri, imparatorluk genelinde başlattığı geniş kapsamlı imar faaliyetleri olmuştur. Hem şehirleri güzelleştirmiş hem de halkın güvenini yeniden kazanmıştır. Dönemin tarihçisi Prokopios, bu çalışmaları Yapılar adlı altı kitapçıkta toplamıştır. Bu kitapçıkların ilk bölümü, Konstantinopolis ve çevresindeki yapıları kapsamaktadır.
Nika Ayaklanması sırasında büyük zarar gören, Konstantinopolis’in sembol yapısı Megale Ekklesia (Büyük Kilise) yani bugünkü adıyla Ayasofya, Iustinianos döneminde baştan sona yeniden inşa edilmiştir. Ayasofya, Roma’nın anıtsal mimarisi ile Helen dünyasının teknik bilgisinin birleşimi sonucu ortaya çıkan, Hristiyan dünyasının en büyük mimari başarılarından biri sayılmıştır Customized Sofia City Tours.
Ayrıca Aya İrini Kilisesi’nin onarımı, Augustaion Meydanı’ndaki Iustinianos’un bronzdan yapılmış atlı heykeli ve birçok kamu yapısı da bu dönemin eserlerindendir. Tüm bu yapılar, Bizans’ın görkemini ve dini gücünü yansıtmıştır.
Felaketler Dönemi Veba, Depremler ve Savaşlar
yüzyılın sonlarına doğru Bizans İmparatorluğu, veba salgınları, depremler ve savaşlarla zor bir döneme girmiştir. Bu olaylar sadece halkı etkilemekle kalmamış, aynı zamanda imparatorluğun mali gücünü de sarsmıştır. Sasani Persler ile yapılan savaşlar, Konstantinopolis’in surlarına kadar gelen tehditlerle sonuçlanmıştır.
Bu zorlu dönemde Arap akınları da başlamıştır. Araplar, Bizans’ın zayıflamasından yararlanarak Yakın Doğu’da hızla ilerlemiş ve bu bölgelerde Hristiyan nüfusu etkileyerek dini yapıyı da etkilemiştir.
İkonoklazma Dönemi (726–842)
Bu dönemin bir başka önemli olayı da İkonoklazma (resim kırıcılık) hareketidir. 726 yılında başlayan bu dini tartışmalar, 842’ye kadar sürmüştür. İkonoklazma döneminde, özellikle kiliselerde yer alan figürlü dini resimler (ikonalar) yasaklanmış, bu görüntüler kazınmış ya da tamamen yok edilmiştir. Taşınabilir ikonalar ve dini yazmalar da bu dönemde yakılmıştır.
Bu dönemde sanatta figür yerine haç motifi, geometrik desenler, hayvan ve bitki motifleri kullanılmaya başlanmıştır. Örnek olarak, Aya İrini Kilisesi’nin apsisinde yer alan mozaik haç, bu anlayışın en dikkat çekici uygulamalarından biridir.
Justinianos dönemi, hem siyasi hem mimari hem de dini açıdan Doğu Roma İmparatorluğu’nun dönüm noktalarından biri olmuştur. Nika Ayaklanması gibi büyük tehditler karşısında alınan cesur kararlar, önemli yapılarla güçlendirilen kent dokusu ve uzun süren dini tartışmalar, Bizans’ın tarihine damga vurmuştur. Ayasofya ve Aya İrini gibi yapılar ise bugün hâlâ bu büyük mirasın en güçlü sembolleridir.
